Tarih

Cezerye Tarihi

Cezerye tatlısı ismini Arapçada havuç anlamına gelen “cezer” kelimesinden türemiştir. Havuca ek olarak şekerin yer aldığı cezerye üzerine ya da içine eklenen Antep fıstığı, ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar sayesinde cezerye daha besleyici ve sağlıklı hale gelir.

Cezerye ürünleri, ham maddesi olan havucun lif bakımından zengindir. İçeriğinde yüksek vitamin ve mineral barındırması sebebiyle vücut enerjisini yükseltmektedir. 
Katkı maddesi barındırmadığı için “sağlıklı bir tatlı” olarak öne çıkan cezerye, havucun yaklaşık 1,5 gün süren lezzet  yolculuğunun ardından satışa hazır hale geliyor. 
Günün ilk ışıklarıyla Beypazarı ve Kırıkhan tarlalarından  toplattırdığımız havuçlar, tatlıya dönüşme aşamasının ilk durağı olan fabrikamızın imalathanesine taşınıyor.

Zarar görmemesi için büyük özenle uçları kesilen havuçlar, kazanlarda 1 saat yüksek sıcaklıkta haşlanıyor. Kazanlardan turuncunun en canlı haline bürünmüş şekliyle çıkarılan havuçlar, kıyma makinelerinden geçirildikten sonra marmelat halini alması için 1 saat daha pişiriliyor. 

Başka bir kazana alınan marmelatı, su, pancar şekeri, Salih Eyüb’ün 1930’dan beridir değişmeyen 11 çeit baharatları ve isteğe göre Ordu fındığı, Boz İç Antep Fıstığı, Datça’nın Nur’lu Bademi veya Niksar Ceviziyle  harmanlanıyoruz.

Dakikalarını kazan başında geçiren ustalarımız tarafından özenle karıştırılan marmelat, istenilen kıvama geldiğinde tablalara boşaltılarak merdane yardımıyla düzleştiriliyor. 

Kadın ustalarımızın eline gelmeden önce “tadının oturması” için 1 gün oda sıcaklığında bekletilen karışımımız, makineler yardımıyla çeşitli şekillerde kesiliyor.

;Ustalarımızın ellerinde Hindistan ceviziyle harmanlanan cezeryeler, paketlendikten sonra siz müşterilerimizin beğenisine sunuluyor.